13 Nisan 2012 Cuma

Büyümek İstemiyorum Anne! Babam Yaşlanır!


Her sene aynı terane! Takvim nisana geldiğinde "normal" insanların içine olağan bahar neşesi dolarken, ben en olmadık eylülleri, ekimler hatta kasımların en şiddetli yağmurlarını yaşıyorum. Nisanın bana taşıdığı hüzünleri toplamaya kalksak geri kalan ömrüme yetecek kadar sağanak yağmurlar var.

Her yılın bu ayı bu gününde yazarım, dökerim içimdekileri, on yedi yaşımdan beri. Her yazdığımı evin farklı köşelerine atarım her seferinde. Yaşlar sonra elime geçtiğinde belki güler belki tekrar ağlarım diye.  Yazdıktan sonra okumam tekrardan, aynı duygular olmaz hiç içimde, kalbimde, aklımda, evimde, koltuğumda, kitaplarımda. Hızlıca kaybederim her defasında ve bunu kimse bilmez, sadık kalemim, tek gecelik sevgili misali kullanacağım kağıdım ve ben'im. Evet "ben"im, bu benim sahiplenme biçimim. Bir yıl boyunca sevmekten, görmekten, bilmekten kaçtığım ben'i tek bir gece sahiplenirim. Sadece o gün (yani bugün) en içten halimle dinlerim, sesimi, kalp atışlarımı. Etrafımdaki onlarca insanın o güne özel "bana gelme" çabasına karşı ördüğüm duvar, bu sahipleniş. 

Beni bir gün yalnızlıktan alma çabaları, korkutuyor beni. Ben korkuyorum sizden diye bağırmak geliyor içimden.. Hatırlanma kaygısı değil meselem, ben hatırlandıkça küçülüyorum, küçük bir kız çocuğu oluyorum. Karanlıktan korkan, gölgesinden korkan, her elektrik kesildiğinde bir odadan diğer odaya koşarak giden, kendi hayalgücünün yarattıklarından korkan. 

Gelgelelim o karanlıktan çıkmalar törenine. O törenin onur konuğudur, babam. Tüm bunlar olur ve babam çıkagelir birden alır çeker beni düşgücümün derin karanlığından. Azılı katillerin, en saldırgan hayvanların pençesinin altında tam kalacakken bana ışığı getiren, babam. İşte ben sizden kaçtıkça babama koşmak istiyorum, gelip beni kurtarmasını bekliyorum. 

Kocaman bir kadın olmanın veya olabilmenin altında küçük bir acizlik taşıyan hala koskoca bir kalbim var. O kalbi büyüten benim hayallerim, düşlerim...Büyümekle derdi olan ve çoğunlukla hayalgücünün esiri olan koskoca bir kalp benimkisi. Çok fazla "sevebilme" taşımanın altında ezilmesiyle bilindik. Çok kızar, hemen kızar, hep kızar.   Sevebilme ağırlığının kalbini aşmasındandır, o halleri. 

İşte bu yüzden senelerime kızıyorum; anneminkilere, babamınkilere hatta kardeşiminkilere... Onlara ait seneler hep benim görmezden geldiğim şeyi görerek bilerek yaşadılar. Ben'i...

Her düştüğüm karanlıktan bir gün babamı göremeden çıkmaktan korkuyorum Anne ! 
Anne korkuyorum! 
Büyümemeliyim ben!
Babam yaşlanmamalı!


7 Nisan 2012 Cumartesi

öhöm öhömm !


Deneme bir ki deneme bir ki ses a aa aaaa aa a  sess aa sess !
Burdayım ben !