17 Eylül 2012 Pazartesi

Bir.. Gece.. Yalnızlık..


sadece aynı hatayı tekrarlayanlar mı aptal olur? ya da hatayı tekrarlatanlar mı?
ilk aldatılış acı bi şerbet gibiydi.. ya ikincisi?
ikincisi daha acıdan bi şerbetti. ya üçüncüsü?
bir şey bir kere oldu mu tekrar mı etmelidir ?

etrafımdaki insanları nasıl böylesine zalim edebiliyorum ben?
ya da sadece zalimleri mi seviyorum? bu mu beni kendilerine çeken?
hep Fuzuli'de bulurdum kendimi evvelden.
aşk ızdıraptır, ızdırabı severim derdim..
ben Fuzuli değilim, aşk ızdırap..
bense etrafıma ızdıraptan duvarlar ördüm.
mutlu muyum?
kimse mutlu değil..
hiç kimse mi?

benim adım ne? duvarlar ne renk?
körlük bu kadar dilsizken..
ellerim laf yapar mı hiç sevilene?
ellerim bu kadar yalnız oldu mu hiç? ya kalbim?
kokunun doldurduğu odacıklarda birer dolu valiz, gidişine hazırlanır.

aşk mahkumiyettir, sahiplenmedir diyenlere ayak diredim.
aşk özgürleşmedir, mülksüzleşmedir dedim!
ve aşk özgürleşirken, ruhun parmaklıkların ardındadır
ve aşk mülksüzleşmeyken, ruhun sahiplenenindir
aşkta ruhun martıdır, Kadıköy vapurunda iki kahvaltı etmiştir.
bazen ruh yırtar bedeni çıkar dışarı, ne olacağını bilmeden kalır tek başına.
ruh kalmaz bedende der anneannem, aşkı kastetmediğini bilirim.

anneannem hiç aşık olmadı mı?
olmaz mı. gözyaşlarını ırmak eder anlatırken
ki aksın, gitsin, tozu kalmasın..
biz o ırmaklarda büyüdük, yeşerdik, aşık olduk..
ve bizi o ırmaklar boğdu gözyaşlarımızda..